Tagged: Listag Toggle Comment Threads | Tuş takımı kısayolları

  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 09:01 on 24 March 2015 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , Eyüp Akça, Fuhus, , , Listag   

    O fobi ise bu değil mi? 

    Geçen hafta cuma akşamı İstanbul Tıp Fakültesinde ki eşcinsel içerikli bir etkinlikdeydim.
    Çok malum olmak üzere zaten sahip olduğum eşcinsel kimlik ve mensubu olduğum Üniversite de yapılan bu etkinliğe katılmam doğal bir eylemdi.
    Herkese açık olan bu etkinliğe 12 yıllık arkadaşım AKP Milletvekili Aday Adayı Ertuğrul Tulpar da gelmişti.
    Sonuçta orası herkese açıktı ve biz sadece izleyici olarak orada bulunuyorduk.
    İşte ne olduysa o anda oldu ve bir grup kişi bizi zorla dışarı çıkardı.
    Amfi dışına atmaları yetmezmiş gibi bina dışına kadar zorla tartaklanarak çıkarıldık.
    Her vakit her olayda ağızlarına sakız gibi doladiklari fobi kelimesini bu sefer kendileri uyguladı. Sebep ise onlar gibi islam dusmani olmamamız, AKP destekçisi olmamiz,fuhus karşıtı olmamızdi.
    Koskaca Üniversiteyi onların maliymis gibi davranmaları çok ilginçti.
    Orada bir taşkınlık yapsak çok haklılar ama sessizce lzleyici olarak katıldığımız bir ortamdan bu şekilde uzaklaştirilmamiz sonucunda haklı olarak suç duyurusunda bulunduk.
    Artik Türkiye eşcinselliğini tekeli altına alan bu ıslamafobik fuhuş destekçisi devlet altı gruplardan almamiz şart oldu.
    Hey fobi fobi diye yırtınan sözde eşcinsel savunucuları sizin yaptığınız fobi olmuyor mu?

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 18:07 on 22 March 2015 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , Listag   

    Lambdaİstanbul ve LİSTAG Hakkında Suç Duyurusu! 

    İstanbul Tıp Fakültesi Eşcinsellere Yönelik Ayrımcılık Karşıtı Buluşma adlı etkinliğin son gününe katılan Eşcinsellik Karşıtı, Homofobik  Ertuğrul Tulpar 150 kişinin toplu saldırısına uğradığını iddia ederek Lambdaİstanbul LGBTİ Derneği ve Listag LGBTİ Aileler Grubu hakkında suç duyurusunda bulundu.

    İşte İstanbul Şehremini Polis Merkezi Amirliği’ne ifade veren Homofobik Ertuğrul Tulpar’ın suç duyurusu:
    [accordion][acc title=”Suç Duyurusu’nun Tam Hali”]

    Ertuğrul Tulpar İfade Tutanağı

    Ertuğrul Tulpar İfade Tutanağı

    [/acc][/accordion]
    “Ben yukarıda açık adresini beyan ettiğim yerde ikamet ederim ve Bilgisayar Programcılığı yaparım, ayrıca Ak Parti İstanbul 3.Bölge Milletvekili aday adayıyım. Adaylığım ile ilgili etkinlikler kapsamında bugün 20.03.2015 günü Çapa Tıp Fakültesi Kemal ATAY Anfisinde Lamda ve Listag İsimli Dernekler ve Başka derneklerin düzenlemiş oldukları Ayrımcılığa karşı buluşma isimli faaliyete gittim, burada izleyici olarak bulunduğum sırada benim Milletvekili kampanyamda da kullanmış olduğum Eşcinsel Evliliklere, Eşcinsellerin Evlat Edinme Haklarına, Kadına Şiddete ve Çocuk İstismarına Hayır Kampanyam ile ilgili görüşlerimi bilen katılımcılar Ak Parti ve Partililer dışarı şeklinde tezahurat yapmaya başladılar, ben bu tezahüratı kale almadım, sonrasında Lambda ve Listag isimli Dernek yöneticileri olan 5 şahıs benim oturduğum koltuğun yanına gelerek benim sen ve senin gibi düşünenleri aramızda istemiyoruz dediler, ben şahıslara tamam sizin görüşlerinize karşıyım amacım sizin görüşleriniz hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum bu nedenle burada bulunuyorum deyince, şahıslar bana senin ananı sikeriz, Ak Partili orsupu çocuklarını burada istemiyoruz, senin ananı avradını sikeriz, gizli ibne, senin de Ak Partinin de amina koyarız,
    Türkiye sana mezar olacak diye bana bağırarak hakaret  etmeye başladılar, sonrasında beni tartaklamaya ve iteklemeye başladılar ben oturduğum yerden ayağa kalktım, bu şahısların bu tepkileri sonrası salonda bulunanlarda aynı şekilde tezahüratlarda bulundular, bu sırada yanımda bulunan ve Eşcinsel olan arkadaşım Eyüp AKÇA araya girmeye çalıştı ancak bu 5 şahıs kendisini de tartaklayarak her ikimizi birden tartaklayarak, itekleyerek ve hakaret ederek salondan ve binadan dışarı attılar, bunun sonrasında şahıslar içeriden bana ve arkadaşım Eyüp AKÇA’ya küfür etmeye devam ettiler, bunun üzerine ben ve arkadaşım da şahıslar hakkında suç duyursunda bulunmak üzere Polis Merkezinize geldik. Salon içerisinde herhangi bir güvenlik kamerası görmedim, başka kayıt yapan bir kamera da görmedim. Bana Hakaret eden Lambda ve Listag isimli Dernek yöneticisi isimlerini bilmediğim şahıslardan şikayetçiyim, Kendilerini görsem tanırım. Uzlaşmak istemiyorum.”

    İlgili konu hakkında Ertuğrul Tulpar Youtube’da  bir video da paylaştı.

    İşte O Video:

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 20:24 on 3 September 2014 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: Benim Çocuğum, Listag   

    Benim Çocuğum LGBTİ 

    Türkiye’nin ilk aktivist lgbti annelerinden Sema Yakar, oğlunun lgbti olduğunu öğrendikten sonra hayatında bir dönüşüm yaşadı.

    Türkiye’nin ilk aktivist lgbti annelerinden Sema Yakar çocuğunun cinsel tercihini öğrendikten sonra yaşadığı dönüşümle Vogue Türkiye’nin Ağustos sayısında yer alan Yüzleşme sayfalarında yüzleşti.

    İşte Yakar’ın kendi ağzından yaşadıkları:

    “Biz her şeyini paylaşan dört kişilik bir çekirdek aileydik. Genç yaşlarda evlenmiş bir anne baba; önce bir kız, ondan 7 yıl sonra da bir erkek evlatla tamamlanmış, mutlu bir çekirdek aile.

    Hayatımızın merkezi çocuklarımızdı. Onlara iyi bir gelecek sağlamak en büyük amacımızdı. Hayatımız, 2000 yılının Mayıs ayında, oğlumuzun lgbti olduğunu öğrenmemizle tepetaklak oldu.

    O yıl oğlum, daha önce olmadığı kadar huzursuzdu. Özellikle cinsellik konusunda ağzını bıçak açmıyordu. Halbuki 15 yaşındaydı. Ergenliğe girmişti.

    Cinsellik gündeminde hayli önemli yer tutuyor olmalıydı. Ama ne zaman kız arkadaşının ya da cinsellikle ilgili bir sorusunun olup olmadığını sorsak konuyu geçiştirip odasına kapanıyordu.

    Tanıdığım oğlum, anlayamadığım bir şekilde değişiyordu.

    Birkaç ay boyunca kendi kendimi yiyip durdum: Neden cinsellik konusunda içine kapanmıştı? Ergenliği mi anlayamıyordu? Acaba tatsız bir deneyim mi yaşamıştı?

    Daha da fenası, biri bir şey mi yapmıştı? lgbti miydi? Bu soruları kocamla paylaşma konusunda tereddütlüydüm ama sonunda tek başıma altından kalkamayacağımı anladım ve bir gece ona açıldım.

    Homofobik insanlar değildik, daha doğrusu hayatımızda lgbtiliğin yeri de yoktu. Etrafımızda açık lgbti kimliğiyle yaşayan biri de. Kocam kuşkularımı beklediğimden daha soğukkanlı karşıladı. Konuyu benim büyüttüğümü, çocukta bir anormallik olmadığını söyledi.

    Ertesi gün işinden erken geldi. Oğlan da okuldan gelince üçümüz salonda oturduk. Önce yine kız arkadaş konusunu açtık. Baktık oradan bir sonuca varamıyoruz, kendi tanışmamızı, flört dönemimizi anlattık.

    Yine açamadık. En sonunda ben dayanamadım, “oğlum lgbti de olabilirsin. Sen bizim evladımızsın” dedim. Önce inkar etti ama sonra gözümün içine bakamadan, “evet anne ben lgbti’im” dedi. Son aylarda yaşadığı kafa karışıklığını, bir kıza değil de bir erkeğe ilgi duyduğu için hissettiği suçluluk duygusunu, kendisinin durumunu iki ay önce kabul ettiğini ve şimdi buna alışmaya çalıştığını anlattı.

    Aylardır kafamda kurup durduğum, en kötü ihtimal olarak gördüğüm şey gerçek olmuştu.

    Kalktık, birbirimize sarıldık. Hemen orada bir uzmandan yardım almaya karar verdik. Hatta oğlum gidip odasından bir telefon numarası getirdi. Birkaç ay önce okullarına bir psikolog gelmiş ve ergenlik sorunlarıyla ilgili bir konuşma yapmış.

    O da yakın bulduğu için uzmanın telefonunu not etmiş.

    Kocam, psikologa gidelim, çözümü neyse buluruz, hallederiz ruh halindeydi..

    Psikolog randevusu aldık. Akşam eve gelen kızıma da durumu kısaca anlattık. O da çok şaşırmadı.

    Bana gelince… Oğlum, “anne ben lgbti’im” dediğinde, babam öldüğünde yaşadığım kayıp duygusuna benzer bir şey yaşadım. Sanki onu ebediyen kaybetmişim. Halbuki oğlum ölmemişti. Ertesi gün kalktığımda yine karşımdaydı. Yine benim çocuğumdu.

    AILECE TERAPIYE BAŞLADIK
    2000 yılının Mayıs ayında ailecek terapiye başladık. Psikolog bizimle bazen toplu olarak bazen tek tek görüştü.

    O dönem oğlum haftada iki, ben de haftada bir terapi görmeye başladık. Kocamı ise arada bir görüşmeye çağırıyordu. Biz başlarda, çaresi vardır, çözümü bulunur, gelip geçici bir şeydir, diye düşünürken, terapiler ilerledikçe şunu anladık: Bazı çocuklar lgbti doğuyor. Biz neden heteroseksüel olduğumuzu bilmiyorsak onların da neden lgbti oldukları bilinmiyorlar.

    Bu bir hastalık değil, dolayısıyla tedavi sözkonusu değil. Daha da önemlisi bu bir eksiklik değil.

    Oğlum çok rahatlamıştı. Bize açıldığı için huzurluydu. Kendini buldu, yeni arkadaşlar edindi. Ben ise oğlumun lgbti’liğini kabul etmek için başladığım terapilerde yavaş yavaş kendime döndüm. Bir süre sonra artık oğlumu değil düpedüz kendimi sorgular hale geldim.

    Çocuklara endeksli yaşadığım hayatıma dışarıdan bakıp ben kimim, bu hayatta ne istiyorum, sorularını sormaya başladım.

    Terapiler sırasında, o güne kadar hep onay almak, takdir görmek; örnek eş, saygılı gelin, aileyi çekip çeviren fedakar anne rollerinin hakkını vermek için yaşadığımı fark ettim. Sonra beni ben yapan o puzzle’ı söküp kendimi yenden inşa sürecine girdim. Bu çok kolay olmadı tabii. Beni çok sarstı. Ama zaman içinde çevrenin değerlerine değil, kendiminkilere göre yaşamayı öğrendim.

    Bunu başarınca oğlumun lgbti’liğini huzurla kabul ettim. Kendimi tanıdıkça, çocuklarımı da daha iyi anladım. Çok araştırdım, çok kitap okudum. Sema olarak lgbtilikle hiçbir sorunum olmadığını gördüm.

    ÇOCUĞUNDAN İĞRENEN ANNELER!
    Bu arada oğlum lgbtilerin buluşma noktası Lambda Kültür Merkezi’ne gidip gelmeye başlamıştı. 18 yaşında çocuk, nasıl bir çevrede merak ettim. Ben de gelmek istiyorum annecim, dedim. O da itiraz etmeyince Lambda’yla tanıştım.

    Orada ilk defa başka lgbtiler gördüm. Lezbiyen, biseksüel, transeksüel çocuklar tanıdım. Toplumda kendilerine bir yer edinebilmek için konuşup tartışıyorlar, uluslararası baglantılar kurup bilgi alışverişinde bulunuyorlardı.

    Çocuğumun orada aktif olarak çalışmasından mutluluk duyuyordum. Herkes oğluma verdiğim desteğe imreniyordu. Lezbiyen bir çocuk, durumunu annesine söylemiş. Annesi, “senden iğreniyorum” diye cevap vermiş. Çocuklar, keşke biz de anne babamıza açılabilsek, diyordu.

    Oraya ilk gidip gelen anneydim ve şunu çok net görüyordum: Bu çocuklar ergenlik gibi çalkantılı bir dönemde bir de kendi cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleriyle ilgili karmaşa yaşıyorlar. Yani işleri çok zor. Peki biz anne baba olarak bu dönemde yanlarında olmayacağız da ne zaman olacağız?

    Yazının devamı Vogue Türkiye Ağustos sayısında.

     
c
Compose new post
j
Next post/Next comment
k
Previous post/Previous comment
r
Cevapla
e
Düzenle
o
Show/Hide comments
t
En üste git
l
Go to login
h
Show/Hide help
shift + esc
Vazgeç
WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın