Tagged: Lambda İstanbul Toggle Comment Threads | Tuş takımı kısayolları

  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 09:01 on 24 March 2015 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , Eyüp Akça, Fuhus, Lambda İstanbul, ,   

    O fobi ise bu değil mi? 

    Geçen hafta cuma akşamı İstanbul Tıp Fakültesinde ki eşcinsel içerikli bir etkinlikdeydim.
    Çok malum olmak üzere zaten sahip olduğum eşcinsel kimlik ve mensubu olduğum Üniversite de yapılan bu etkinliğe katılmam doğal bir eylemdi.
    Herkese açık olan bu etkinliğe 12 yıllık arkadaşım AKP Milletvekili Aday Adayı Ertuğrul Tulpar da gelmişti.
    Sonuçta orası herkese açıktı ve biz sadece izleyici olarak orada bulunuyorduk.
    İşte ne olduysa o anda oldu ve bir grup kişi bizi zorla dışarı çıkardı.
    Amfi dışına atmaları yetmezmiş gibi bina dışına kadar zorla tartaklanarak çıkarıldık.
    Her vakit her olayda ağızlarına sakız gibi doladiklari fobi kelimesini bu sefer kendileri uyguladı. Sebep ise onlar gibi islam dusmani olmamamız, AKP destekçisi olmamiz,fuhus karşıtı olmamızdi.
    Koskaca Üniversiteyi onların maliymis gibi davranmaları çok ilginçti.
    Orada bir taşkınlık yapsak çok haklılar ama sessizce lzleyici olarak katıldığımız bir ortamdan bu şekilde uzaklaştirilmamiz sonucunda haklı olarak suç duyurusunda bulunduk.
    Artik Türkiye eşcinselliğini tekeli altına alan bu ıslamafobik fuhuş destekçisi devlet altı gruplardan almamiz şart oldu.
    Hey fobi fobi diye yırtınan sözde eşcinsel savunucuları sizin yaptığınız fobi olmuyor mu?

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 17:29 on 28 January 2015 Kalıcı Bağlantı
    Tags: , , , Lambda İstanbul, ,   

    Fırat Söyle’den Homofobik ve Transfobik İthamlara yanıt 

    Medya’da Lambdaistanbul Derneği  Avukatı olarak bilinen Fırat Söyle‘nin kişisel Facebook sayfasından paylaştığı  “bazı transların ölümüne çok sevineceğim bir de birkaç gay’in”” ifadelerine Can ÇavuşoğluŞeytanlar ve İnsanlar” başlıklı bir yazıyla lgbti.family.blog‘da yanıt vermişti.

    avukat fırat söyle

    avukat fırat söyle

    Fırat Söyle o ifadelere çok sinirlenmiş olacak ki kişisel Facebook sayfasından Can Çavuşoğlu‘na; “Can çavuşoğlu sende ölsen mesela 😀 biliyorsun bu doğanın bir döngüsü. birileri doğarken birileri ölüyor. sende o savcı gibi halt etmişsin. canın çok sıkılıyorsa, savcılığa git, aym olmazsa aihm e git. ne de olsa zamanın var, iyi bir eğlence çıkar sana… homofobik transfobik avukat. bu güne kadar kesik bir parmağa işemeyen sen ve senin gibilerin yeri tarihin çöplüğü olacağını bilesin.” şeklinde yanıt verdi.

    can çavuşoğlu

    can çavuşoğlu

    Can Çavuşoğlu da bu yanıta karşılık olarak

    #transfobik ve #homofobik sn. avukat Firat FiratFirat doğmak ve ölmek hayatın döngüsüdür, doğru… lakin insanların ölmesini istemek, öldürülürlerse şayet buna sevinmek ve sonrasında belki insanları öldürmek bu döngüde yer almaz. olsa olsa hastalıklı ruh halinin söze veya fiziksel eyleme dönüşme şeklidir. tehlikelidir! hem şahsıma hem de topluma karşı tehlike içerir. yapmış olduğunuz gülücük işareti, (şaka yapmıştım, mesela gibi sözlerle) “sen de ölsen” ihtiyacını, arzusunu ve beklentisini hafifletmez. insanlık suçu kalmaya mahkumdur. buyurun, çevrenize nefret kusmakta serbestsiniz. aynası sözdür kişinin.” şeklinde yanıt verdi.

     

    Ayrıca Fırat Söyle kişisel Facebook sayfasından sarf ettiği “bazı transların ölümüne çok sevineceğim bir de birkaç gay’in“, sözlerine de açıklık getirdi.

    İşte Fırat Söyle‘nin kişisel Facebook sayfasından paylaştığı o açıklama

    “23 Ocaktaki paylaşımda bulunduğum cümleden dolayı 3-5 kişi haricinde özür dilerim. Bir kaç trans ve gay yerine adını anmak istemediğim 3-5 kişiye dair bir söz olup aynısı ile bedduamı ediyorum.

    “Üyesi olmadığım bir facebook grubunda aleyhimde transfobik, hırsız ve bir kaç hakaret içeren yazışmalar olmuş.

    Bu yazışmaların başında yüz yüze geldiğim insanlar ile hayatımda görmediğim insanlar arasında geçmiş durumda.

    Ben 2006 dan bu güne kadar ister bir dernek bünyesinde ister bağımsız olarak pek çok davayı takip ettiğim gibi, yüzlerce insanın gözaltına alınmasından sorgu hakimliğine giden süreçte hukuksal destek verdim. Vermeye devam ediyorum.

    Demet Demir ve bir kaç arkadaşı LGBTİ derneklerine saldırmaktan yorulmuş olacak ki bana yaftalamalarda bulunmayı kendilerine görev edinmişlerdir. Şimdi isim isim yazıp bunların canı cehenneme deseydim hedef göstermiş kabul edilecektim.

    Ancak birilerini hedef göstermek yerine “hazı” kelimesini kullandım. Benim kim olduğumu, ne dediğimi, NE DEMEK İSTEMEYECEĞİMİ herkes biliyor. Ancak burada birisi lehte aleyhte birşey yazsa herkes saldırmayı tercih ediyor. Bana TRANSFOBİK DİYENLER, bana NEFRET SUÇU İŞLİYOR diyenler bu gün bu saatte kadar eşcinsel hareketi bırakın TRANS hareketine ne katıkınız olmuştur? Hangi trans kadının davasını takip ettiniz, hangi trans kadının veya trans erkeğin hukuksal sürecinde yardımlarımız oldu? Benim aleyhimde kullacağı bir hazine bulmuş durumda Asya Elmas (özgür). Bir yerde barınamayan bu ve buna benzer insanların yapacağı tek şey başkalarına saldırmaktır. Demet Demir, benim transofik oldugumu, kzların parasını haksız yere aldığımı yazmış. Haksız yere kimsenin parasını almadığım gibi karakola düşmüş bir seks işçisinin parasını haksız yere alacak kadar alçak değilim. A. V. isimli bir lubunya, Lambdaistanbulun kapatma davasında Af Örgütü ile ortak çalışmadığımı vs birşeyler yazmış. Dava dosyası ortada, duruşma zabıtlarında her bir duruşmaya kaç avukatın katıldığını ben ispatlayabilirim de kendisi iddiasını nasıl ispatlayacak? Öykü Evren, 2000 li yıllarda Bursa Gökkuşağı Derneğindeki trans kadınlara ne yaptığını merak ediyorsanız Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/394 Esas sayılı dosyayı incelesinler. Bu da yetmez İstanbul DGM de yargılandığı 2007/426 Esas Sayılı dosyayı inceleyip o şekilde yorum yapmaya devam ediniz. Konu dışında olan trans kadın ve erkekler ile eşcinsel, biseksüel ve de heteroseksüel insanlardan böyle bir yorumda bulunduğum için özür dilerim! Ancak yorum yaparken esen rüzgara kapılmadan yapınız, google elinizin altında.”

     

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 00:35 on 26 January 2015 Kalıcı Bağlantı
    Tags: Belgin Çelik, , , Lambda İstanbul, , , T-Der   

    Şeytanlar ve İnsanlar 

    Her şey Facebook’da dâhil olduğum LGBTİ Derneklerini tartışan, gerçeklerin ortaya çıkmasını isteyen bir grupta yapılan paylaşımla başladı.

    LGBTİ aktivisti, derneklerle içli dışlı tanınmış bir avukattan bahsediliyordu; dayağa maruz kalıp gasp edildiği bir dava ile ilgili savcılıkta ifade verirken aşağılandığını hisseden trans birey konuyu malum avukat ile paylaşmış. Karşılığında “savcı halt etmiş!” cevabıyla sarsılmış. Dolayısıyla TV’lerde, gazete söyleşilerinde LGBTİ haklarını savunur gözüken bu avukatın gerçek yüzünü grubumuzla paylaşmak istemiş.

    Bu noktada kendisine yaklaşımım avukatın bahsedilen ayıplı davranışını belgeleyen bir SMS kaydı veya ekran çıktısı bulunup bulunmadığı üzerine yoğunlaştı.

    Derken, aynı grupta Fırat Söyle isimli bu avukatın, kendi Facebook hesabında yaptığı bir paylaşım su götürmez bir gerçekle yüzleşmemi sağladı.

    Fırat Söyle; “bazı transların ölümüne çok sevineceğim bir de birkaç gay’in”

    firat söyler

    Kendisi de eşcinsel olan bir insan nasıl başka bir trans bireyin veya eşcinselin ölmesini arzulayabilir, yetmedi buna sevinebilirdi? Cinsel kimliğimiz bir kenara insan olmaktan bahsediyorum.

    Gözümün önüne daha geçenlerde Boğaziçi köprüsünden atlayarak canına kıyan Eylül, çekyat içerisinde cansız bedeni bulunan Bülent ve niceleri geldi.

    Sonra dayanamayarak Fırat Söyle kimdir diye internetten kısa bir araştırma yaptım. Gerçekten de pek çok haberde Lambaİstanbul Derneğinin avukatı olarak adı geçiyor, SPoD Derneğinin hak ihlalleri ile ilgili bazı eğitimlerinde, hem de eğitmen olarak yer almış… Ahmet Yıldız davasıyla ilgili bir de Youtube videosu var. Yani LGBTİ hareketi içerisinde kendine yer edinmiş, bizim haklarımızı savunur kisvesi altında içinde insan sevgisi olmayan, aslında transfobik ve homofobik bir şahıs…

    Yetmezmiş gibi Fırat Söyle’nin nefret söylemi altında yer alan yorumlardan bir tanesi Kırmızı Şemsiye’de (Cinsel Şağlık ve İnsan Hakları Derneği) özellikle İnsan Hakları’nın altını çizdim, Yönetim Kurulunda yer alan Belgin Çelik’e ait.

    Belgin Çelik; “Ben göbek atacağım.”

    Belgin Çakır

    Belgin Çakır

    Yahu daha kaç gün oldu, T-Der Derneğinden Doğa cinsiyet değişimi ameliyatı geçirirken gözlerini hayata yumalı?

    Yok, yok anladım!

    Bu kişilerin içlerine Şeytan kaçmış.

    Çünkü bu sözler eşitliği, hak mücadelesini savunan insanlara ait olamaz, aksine benliklerini esir alan kötülük iltihabının LGBTİ toplumuna fışkıran cerahati bunlar.

    Malum avukatın ve dernek çalışanının insanlık dışı tutumu ve nefret söylemi hakkında başta Lambaİstanbul, SPoD ve Kırmızı Şemsiye olmak üzere bütün LGBTİ Derneklerinden bir açıklama bekliyorum.

    Bu tür kişilerle organik bağınızın bulunması, şimdi ve gelecekte işleyecekleri her türlü insanlık suçuna aracılık etmeniz demektir.

    Can Çavuşoğlu

    http://cancavusoglu.info

    Twitter @cancavusglu

    İlgili Haber: Fırat Söyle’den Homofobik ve Transfobik İthamlara yanıt

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 00:35 on 30 October 2011 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: Lambda, Lambda İstanbul, ,   

    Lambda İstanbul 

    Lambdaistanbul eşcinsellerin yaşadığı sorunları çözebilmek, dayanışma örgütlemek ve eşcinsellere yönelik olumsuz bakış açılarını değiştirmek için oluşturulan bir sivil toplum örgütüdür. 1993 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Lambdaistanbul İstanbul’da faaliyet yürüten bir LGBTİ+ “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks+” dernektir..

    Aşağıdaki bilgiler Lambdaistanbul’un web sitesinden alınmıştır…

    Lambdaistanbul’a Karşı Kapatma Davası Kronolojisi

    1. 18 Mayıs 2006 tarihinde Dernek Tüzüğü İstanbul İl Dernekler Müdürlüğü’ne teslim edildi. Dernek; Alındı Belgesi ile resmiyet kazandı.

    2. İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü 25 Mayıs 2006 tarihinde Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği’nin tüzüğünün incelenmesi için İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’na yazı yazarak görüş istedi.

    3. İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı ise tüzükte gerekli incelemeleri yapıp 01 Haziran 2006 tarihinde İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü’ne yazdığı cevabi yazıda Dernek Tüzüğü’nün:

    1. Türk Medeni Kanunu Madde 56/2’de belirtilen hukuka ve ahlaka aykırı dernek kurulamaz hükmüne aykırılık teşkil ettiğini

    2. Anayasanın 41. maddesi olan Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır hükmüne aykırılık teşkil ettiğini
    3. Anayasanın Madde 33/3’de belirtilen dernek kurma hürriyetinin sınırlanabileceği hükmü kapsamına girdiğini
    4. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 11/2’ye göre dernek kurma özgürlüğünün sınırlanabileceği hükmü kapsamına girdiğini belirtip ayrıca
    5. Derneğin adında geçen Lambda kelimesinin Türkçe karşılığının dernek isminde öncelikle belirtilmesi gerektiğini söyledi.

    4. İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü; İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’nın değerlendirmeleri doğrultusunda 09 Haziran 2006 tarihinde Dernek Yönetim Kurulu Başkanlığı’na tüzükte noksanlıkların olduğu ve noksanlıkların 30 gün içinde giderilmesi gerektiğine dair bildirimde bulundu.

    5. 14 Haziran 2006 tarihinde tebliğ edilen bildirim Dernek Yönetim Kurulu tarafından incelendi; Lambda kelimesinin anlamının tüzükte açıklayıcı bir biçimde ve dip not olarak yer alması ancak Dernek Tüzüğü’nde hukuka ve ahlaka aykırılık teşkil edecek bir hususun olmamasından dolayı değişiklik yapılmayacağı sonucuna varıldı ve bu durum 13 Temmuz 2006 tarihinde ilgili Kuruma yazı ile bildirildi.

    6. Dernek Yönetim Kurulu’nun tüzükte olduğu iddia edilen noksanlıkları gidermeyeceğini bildirmesinden dolayı, İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü derneğin feshi için 18 Temmuz 2006 tarihinde Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak dava açılmasını talep etti.

    7. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılarından Muzaffer Yalçın 08 Şubat 2007 tarihinde Dava Açılmasına Yer Olmadığına Dair Karar verdi.

    8. İstanbul Valiliği, Cumhuriyet Savcısı’nın takipsizlik kararına itiraz etti ve takipsizlik kararı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30 Mayıs 2007 tarihinde kaldırıldı. Derneğin feshi ile ilgili kararın hakim tarafından verilmesi gerektiğini ifade eden İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı; özgürlüklerin esas olduğunu ancak hiçbir özgürlüğün sınırsız olmadığını söyleyip, çağdaş değerler ve değer yargılarının ülkeden ülkeye değişeceğinden başka ülkelerde olan her şeyin ülkemiz açısından da kesinlikle doğru olduğu sonucuna varılamayacağına karar verdi.

    9. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin; Cumhuriyet Savcısı’nın vermiş olduğu takipsizlik kararının kaldırılması kararı gereğince Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği’nin feshi için 11 Haziran 2007 tarihinde dava açtı.

    10. Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2007/190 Esas numaralı dosya ile Derneğin feshi davası 19 Temmuz 2007 tarihinde başladı. Yargılamanın ikinci oturumunda savcılık dosyanın bilirkişiye gitmesini talep etti. Bilirkişi olarak atanan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Tufan Öğüz 14 Nisan 2008 tarihli bilirkişi raporunda özetle şu hususları belirtti:

    1. Davanamede belirtilen aykırılılardan biri olan Lambda kelimesinin Türkçe karşılığına tüzükte yer verilmemesi Medeni Kanununun 60/2 kapsamında hukuka aykırılık teşkil etmemekte, dernek ismi Dernekler Kanununun 28. maddesine de aykırılık teşkil etmemektedir. Dolayısıyla anılan hususun düzeltilmemesi derneğin Medeni Kanunun 60/2 hükmü uyarınca feshine dayanak teşkil etmez.
    2. Derneğin amacının hukuka ve ahlaka aykırı olup olmadığı hususunda ise Derneğin tüzüğünde belirtilen amaçları ve çalışmalarını düzenleyen hükümler göz önünde tutulduğunda ; derneğin amacını esas itibariyle dernek üyelerinin toplumsal, sosyal ve ekonomik alanlarda yardımlaşması ve dayanışma içinde bulunmaları olarak ifade etmek mümkündür. Tüzüğün amacının, kanaatimce hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. … Hukukumuzda bu nitelikte bir örgütlenmeyi engelleyen pozitif bir norm bulunmadığı gibi, bu kişilerin yukarıda belirtilen nitelikte yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalarının toplumda yerleşmiş ahlaki esaslara aykırı olduğu söylenemez. … Derneğin amaç ve faaliyet konularının Anayasa madde 41 hükmünde devlete görev olarak yüklenmiş ailenin korunması ilkesi ile de çelişen yönü, kanaatimce bulunmamaktadır. Sonuç itibari ile de Derneğin feshi talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı sonucuna varmış bulunuyorum.

    11. Yargılama sürecinde Derneğin feshine dair hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen 29 Mayıs 2008 tarihinde Derneğin feshine karar verildi.

    12. Derneğin feshine dair gerekçeli kararda; “Davalı derneğin kurulmasının toplumumuzun genel ahlakına aykırı olup olmadığı hususunda somut olay bulunmasa da, toplumumuzda Ataerkil aile yapısının güçlü bir şekilde mevcut olması, Aile mufhumuna atfedilen kutsiyet, akraba bağları, din ve görgü kuralları, söz konusu farklı cinsel yönelim sahibi erkek ve kadınların azlığı ve bu tür taleplerin dillendirilmeye başlanması olgusunun çok kısa bir döneme tekabül etmesi ve hatta ülkemizin kırsal kesiminden ziyade sadece metropol şehirlerde ortaya çıkmış bulunması hususları hep bir arada değerlendirildiğinde, toplumumuzun aşağı yukarı tamamına yakın bir kesimi tarafından tasvip edilmeyen, ahlaka ve edebe aykırılık olarak kabul edilen ve nitelendirilen bir yapı arzettiği söylenebilir.” denilmektedir.

    13. Tarafımıza tebliğ edilen Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/190 Esas ve 2008/236 Karar sayılı gerekçeli kararı 24 Haziran 2008 tarihinde “DURUŞMA TALEPLİ” olarak Yargıtay’a temyiz edildi.

    14. Temyiz talebimiz doğrultusunda Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nde 25 Kasım 2008 tarihinde DURUŞMALI olarak savunmamızı yapmakla ilk mutlu sona ulaşmış olduk. Yargıtay’daki duruşmaya gerek İstanbul’dan gerekse diğer illerden gelen ve örgütlü mücadeleye destek veren insan hakları aktivistleri duruşmayı takip etmiş ve aynı günün akşamında basın açıklaması ile kapatma kararını bir kez daha protesto etmiş oldu.

    15. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, dosyamız üzerinde yaptığı inceleme neticesinde haklılığımızı tescil etmiş oldu. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 2008/4109 Esas- 2008/5196 Karar Sayılı ve 25.11.2008 tarihli kararında Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/190 Esas ve 2008/236 Karar sayılı kararını esastan BOZDU.

    24/04/2009

    https://web.archive.org/web/20100130002302/http://www.lambdaistanbul.org/php/main.php?menuID=6&altMenuID=17&icerikID=7105

    Özetle; Lambda İstanbul Ne Yaptı?

    1993’te, Türkiye’de ilk defa, uluslararası bir eşcinsel etkinliği düzenleme girişiminde bulundu. Etkinliklere katılmak üzere Türkiye’den pek çok aydın ve sanatçı ile anlaşıldı. Yurtdışındaki birçok eşcinsel organizasyonun temsilcileri ile yabancı milletvekilleri de etkinlik sebebi ile Türkiye’ye geldi. Türkiye’nin gündeminde ilk defa böyle bir konu geniş biçimde yer aldı. Etkinlikler başlangıç tarihine bir gün kala valilik tarafından yasaklandı. Etkinliklerin yasaklanmasından sonra, uluslararası girişimler sonucu, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu, Türkiye raporuna, eşcinselliği de ekledi. ABD kongresinden Türk hükümetine protesto notaları çekildi.

    Kurulduğu 1993 yılında ILGA (Uluslararası Lezbiyen ve Gey Derneği) üyesi oldu.

    AİDS ve cinsel sağlık konusunda eşcinsel bireyleri bilinçlendirmek adına birçok faaliyette bulundu. Lambdaistanbul grubu adına, AİDS Savaşım Derneği (A.S.D.) vasıtası ve Dünya Sağlık Örgütü’nden gelen para ile Bülent Erkmen’in tasarımını yaptığı bir AİDS posteri hazırlandı. Poster, Fransa’da ödül kazandı ve Taksim Meydanı’nda sergilendi. Yine bu dönemde A.S.D.’nin hazırlatmış olduğu ve pek çok eşcinselin tepkisini çeken bir TV reklâmı ile eşcinsel düşmanı ifadeler içeren bir AİDS broşürü, Lambdaistanbul’un girişimleri sonucu yayından ve dağıtımdan kaldırıldı.

    1993 yılında, Club Prive’de, 3 ay boyunca, eşcinsel bireyler arasında fikir alışverişini; yaşananlar üzerinden ortak bir söylem geliştirmeyi hedefleyen toplantılar düzenlendi. Ama polis baskısı yüzünden mekân terk edildi. (Lambdaistanbul bu tarihten sonra, çeşitli mekânlarda haftada en az bir gün toplantı düzenleyerek eşcinsel bireylerin bir araya gelmesine yardımcı oldu)

    1995 Eylül’ünde düzenlenmek istenen ikinci Gey ve Lezbiyen Özgürlük etkinlikleri de valilikçe engellendiği için yapılamadı. Bu ikinci antidemokratik engelleme, internet ve Reuters Ajansı aracılığıyla, dünya kamuoyuna duyuruldu. Türk basınının ilgisizliğine rağmen, engelleme, dünya basınında yer aldı ve protestolarla İçişleri ve Kültür Bakanlıkları ile Başbakanlık’ın faksları kilitlendi.

    Şubat 1996 tarihinde, 100’de 100 Gey ve Lezbiyen adlı bülteninin ilk sayısını, yayınladı. Bültenler, Ankara merkezli Kaos GL dergisinin İstanbul kopyalarının içinde, Bilsak, Beşinci Kat ve Barbahçe gibi çoğunlukla eşcinsel bireylerin gittiği mekânlarda dağıtılmaya başlandı. (Bu bülten ancak iki sayı çıkabildi)

    5 Mayıs 1996’dan itibaren, Açık Radyo 94,9’da, Türkiye’nin ilk gey ve lezbiyen radyo programına başlandı. Her Pazar saat 24.00 ile 01.00 arası yayınlanan program, kısa sürede ilgi odağı oldu ve eşcinseller kadar birçok heteroseksüel dinleyici tarafından dinlenmeye başlandı. Bu programa bir buçuk yıl devam edildi.

    1 – 17 Haziran 1996 tarihleri arasındaki BM Habitat II konferansı kapsamında, İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla binasında, İnsan Kaynakları Vakfı ile bir stand kiralandı. Lambdaistanbul ve çalışmaları ilk kez ülke çapında basında ve televizyonlarda yer aldı. Bu, Lambdaistanbul’un adını duyurmasında büyük rol oynadı. Ayrıca, Ülker Sokak’taki travesti ve transseksüellere uygulanan polis baskısı ve şiddet, Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Örgütü ile hazırlanan basın açıklamasıyla duyuruldu. Bu sokak, yerli ve yabancı katılımcılar ile ziyaret edildi ve bu insan haklarını hiçe sayan durum protesto edildi.

    1996 Temmuz’unda Club Prive’de “PRIDE (ONUR)” gecesi düzenlendi. Bu etkinlik daha sonraki senelerde “Eşcinsel Onur Haftası Etkinlikleri” olarak genişletilecek ve söyleşi, panel, film gösterimleri gibi farklı etkinliklerle zenginleştirilerek gelenekselleştirilecekti.

    AIDS Savaşım Derneği İstanbul (A.S.D.) için Türkiye’nin ilk ‘Erkekler İçin Güvenli Seks broşürü’ yazıldı, tasarlandı ve baskıya hazır hale getirildi.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) maddî destek verdiği ve A.S.D. ile birlikte yürütülen bir eğitim ve araştırma projesinin sonucu olarak, “AIDS Hakkında Bilmek İstemediğiniz Her şey” kitapçığı hazırlandı ve basıldı. Çeşitli etkinliklerde dağıtıldı, Kaos dergisi ile birlikte verildi ve hâlâ dağıtılmaya devam ediyor.

    27 Eylül 1998’de Kaos GL, Sappho’nun Kızları, Bursa Spartaküs ve Almanya Türk Gay’in de katılımıyla Türkiyeli Eşcinsellerin İlk Buluşması; İstanbuluşma gerçekleştirildi. Bu buluşmalar 2004 yılına kadar altı ayda bir Ankara ve İstanbul’da dönüşümlü olarak sürdürüldü. Toplantılar başta olmak üzere, yemek, kokteyl, film, piknik, parti gibi etkinliklerin de düzenlendiği buluşmalar Türkiye’deki eşcinsel hareket bileşenlerinin ve eşcinsel bireylerin bir araya gelerek tanışma, tartışma platformu oldu. 1999 Ocak ayında eşcinsel destek telefon hattı projesi hayata geçirildi. (Hat bir yılsonunda bazı grup içi problemlerden dolayı kapatıldı.)

    1999 Şubat ayında, Cumhuriyet gazetesinde, İsçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek’in eşcinselleri hedef alan bir yazı dizisi yayınlanmasının ardından; Sappho’nun Kızları, KAOSGL ve Lambdaistanbul’un birlikte kaleme aldığı uzun ve ayrıntılı yanıt Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

    2000 Şubat ayında, Lambdaistanbul Dergi Alt Grubu, yeniden küçük boyutta ve bedava dağıtılacak bir bülten çıkartmaya başladı. “ ..cins.. ” adlı bülten, bir dönem internet üzerinden de yayınlandı. (Bu bülten de kısa bir süre çıkartılabildi)

    Aynı yıl “Sivil Bir Anayasa İçin Girişim” adı altında bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarına katıldı. Yayınlanan basın açıklamalarının sonucu olarak, bu konuda Cumhuriyet gazetesine röportaj verildi.

    2002 Mayıs ayında şiddetle mücadele alt grubunun hazırladığı Eşcinsellerin karşılaşabilecekleri şiddetle ilgili bilgilendirici içeriğe sahip Şimag broşürü dağıtılmaya başlandı.

    2002’de, Savaşa Hayır Platformu bünyesinde, 1 Mayıs gösterilerine katıldı. “Homofobini Sorgula”, “Zorunlu heteroseksüellik insanlık suçudur”, “Eşcinsel Hakkı, İnsan Hakkıdır” gibi dövizler taşındı ve sloganlar atıldı. Gökkuşağı bayrağı açıldı.

    2002 Mayıs ayı itibariyle, Lambdaistanbul ilk kez, hafta boyunca eşcinsellerin kullanımına açık olan bir mekâna kavuştu. Bu yeni yerin açılışı, Stonewall olaylarının 33. yıl dönümü olan 26 Haziran 2002’de, bir kokteyl ve film gösterimiyle yapıldı. İzleyen haftada da Eşcinsel Onur Etkinlikleri, söyleşiler, sunumlar, bir gezi ve partiyle sürdü.

    26 – 29 Ekim 2002 tarihleri arasında “Eşcinseller Ne İstiyor?” başlıklı 9. Türkiyeli eşcinseller buluşmasını düzenledi ve ev sahipliği yaptı. Ardından 1 Kasım 2002’de, eşcinsellerin taleplerini kamuoyuyla paylaşmak amacıyla diğer eşcinsel gruplarla birlikte bir basın toplantısı düzenledi.

    1 Aralık 2002’de Savaşa Hayır Platformunun düzenlediği ve yaklaşık 150 STK’nin katıldığı “Irak’ta Savaşa Hayır” yürüyüşü ve mitingine “Lambdaistanbul EŞCİNSEL Sivil Toplum Girişimi” pankartıyla katıldı.

    2003 yazı Lambdaistanbul, Amargi Kadın Akademisi, Dayanışma Sendikası, Gökkuşağı Kadın Derneği ve Ortadoğu Tarih Akademisi’nden katılımcılar, grupların birbirlerini geçici platformlar üzerinden değil, daha yakından tanıması amacıyla oluşturdukları İstanbul Toplumsal Ekoloji Platformu sürecini başlattılar. Avrupa Birliği desteği ile yürütülen proje bir yıllık bir süreyi kapsıyordu.

    2003 Mart ayında Lambdaistanbul Kültür Merkezi’nde, eşcinsel temalı edebiyat eserleri başta olmak üzere, insan hakları raporları, eşcinsel politikaları ile ilgili yerli yabancı makaleler, çeşitli STK’ların süreli-süresiz yayınları ve eşcinsel temalı film ve belgesellerden oluşan bir kütüphane oluşturulmaya başlandı. Sayısı bine yaklaşan kitaplarıyla Lambdaistanbul Eşcinsel Kütüphanesi çalışmaları devam ediyor.

    16 Mayıs 2003 İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde, akademisyenler, Lambdaistanbul katılımcıları çalışmasıyla “Eşcinsellere Yönelik Ayrımcılık ve Şiddet Sempozyumu” gerçekleştirildi. Sempozyumda eşcinsellere yönelik ayrımcılık; Adli Psikiyatri, Hukuk, Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Hizmet ve benzeri alanlarda genel olarak değerlendirilirken, “Travesti ve Transseksüellerin sorunları” ve “Lezbiyen Görünmezliği” gibi konulara ayrı oturumlarda değinildi.

    2003 Haziran ayında, Lambdaistanbul, Eşcinsel Onur Haftası Etkinlikleri’ni 10. yaş kutlamalarıyla birleştirdi. 10. Yıl Lambdaistanbul Eşcinsel Onur Etkinlikleri kapsamında, Türkiye’de ilk defa eşcinseller kendi başlarına İstiklal Caddesi’nde, yaklaşık 50 kişinin katılımıyla bir yürüyüş gerçekleştirdi.

    27 Eylül 2003 Lambdaistanbul Avrupa Adlî Bilimler Kongresi kapsamında, 27 Eylül’de gerçekleşen Eşcinsel Cinayetleri Oturumu’na konuşmacı olarak katılmakla beraber, bu konuda Kanada’da ayrıntılı çalışmalar yürüten diğer bir konuşmacı Douglas Janoff, İstanbul’da geçirdiği birkaç gün boyunca, Türkiye’deki durum konusunda bilgilendirdi.

    1 Aralık 2003 itibarîyle başlayan Dünya İnsan Hakları Haftası sebebiyle NTV’de yayımlanan Ayrımcılık başlıklı televizyon programında, katılımcılarımız Deniz Yıldız ve Öner Ceylan eşcinsellerin karşılaştıkları temel problemleri dile getirdiler.

    2003 Aralık ayından başlayarak 80 yıl sonra yenilenen Türk Ceza Kanununa eşcinsel bireylerin haklarını gözeten maddelerin eklenmesini amaçlayan bir kampanya başlattı. Bu kampanya çerçevesinde basın açıklamaları, mektup ve faks yollama kampanyaları düzenlemenin yanın sıra, Kaos GL grubu ile birlikte TCK Türk Ceza Kanununun hazırlanma sürecinde müdahil olarak meclise gidildi. Adalet alt komisyonu üyesi CHP milletvekili Orhan Eraslan’a taleplerini bildirdi. Ayrıca kanunun kadın haklarını gözeten bir yapıya kavuşmasını amaçlayan TCK Kadın Platformunda Lambdaistanbullu kadınlar olarak da yer aldı.

    7–8 Mayıs 2004 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’yle ortaklaşa “Türkiye’de Cinsel Kimlik ve Yönelimleri Anlamak” başlıklı yeni bir sempozyum gerçekleştirildi.

    2004 Mayıs ayında CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) kongresinde Lambdaistanbul masası açıldı. Eşcinsellik konusunda oturumlara katılındı.

    2004 Haziran ayında iki ayda bir yayınlanan Lambdaistanbul Bülteninin ilk sayısı çıktı. Bu bülten aracılığıyla Lambdaistanbul gündemini ve politikalarını yazılı olarak aktarmaya yeniden başlamış oldu.

    26 Temmuz 2004 tarihinde Eşcinsel Danışma Hattı ilk Alo ile hizmete başladı. Eşcinsellikle ilgili merak edilen her konuda aranılabilecek 0 212 244 57 62 numaralı telefon hizmetine devam ediyor. Şu ana kadar 1000’in üzerinde görüşme gerçekleştirildi.

    2004 Temmuz’unda SKY TV’de ‘Rüstem Batum’la Söylenmeyenler’ programına üç katılımcısıyla katıldı. Bu programdan dolayı programa katılan eşcinsel arkadaşlarımız üzerinden eşcinsellere hakaret içeren bir yazıyı kaleme alan Akşam gazetesi yazarı Burhan Ayeri hakkında hakaret davası açıldı. Dava devam ediyor.

    2004 Ekim ayında Türkiye’nin ilk gey lezbiyen film festivali Outistanbul’a karşı ülkücü ve köktendincilerin basın açıklaması yapması üzerine bir basın açıklaması yapıldı ve topluca galaya katılındı.

    2004 Ekim ayında İstanbul Üniversitesi öğrenci şenliğinde Lambdaistanbul olarak masa açıldı çeşitli sol gruplar tarafından protesto edildi. Bu gelişmelerin ışığında 9 Kasım’da siyasal bilimler fakültesinde ‘toplumsal cinsiyet ve militarizm’ başlıklı panel gerçekleştirildi.

    11–12 Ekim 2004 tarihlerinde Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen “Avrupa Birliği’nde Ayrımcılıkla Mücadele ve Ülkemize Yansımaları” seminerine katılındı.

    2004 Kasım ayında Hülya adlı travesti arkadaşımıza işkence uygulayıp cezaevine girmesine neden olan polisler hakkında İHD ile birlikte işkence davası açıldı. Duruşmalara katılıp konu hakkında kamuoyu yaratmak için eylemler düzenlendi.

    2005 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşüne ilk kez Lambdaistanbullu biseksüel, lezbiyen, travesti ve transseksüel kadınlar olarak pankart ve dövizlerle katılındı.

    2005 Mart ve Haziran ayları arasında eşcinsel ve biseksüel bireylerin açılma ve dışlanma deneyimlerini araştıran bir anketi 400 kişiyi kapsayan bir anket uygulandı. (Anket sonuçları kitap olarak Nisan 2006 ‘da yayınlandı.)

    2005 Nisan ayında tutuklanarak askeri cezaevinde işkenceye maruz bırakılan eşcinsel aktivist, vicdani/total retçi Mehmet Tarhan’la Dayanışma İnisiyatifi içerisinde çeşitli eylemlere ve basın açıklamalarına katılındı.

    2008 yılında Transseksüel kadınların karşılaştığı sorunlar hakkında bir alan araştırması daha yapıldı. 2010 yılında bu araştırmanın sonuçları, “İt İti Isırmaz” adlı kitapta toplanarak yayınlandı.

    Yukarıda sıralananlar dışında, sayısız basın açıklaması, eylem ve düzenli toplantılar gerçekleştirilmiştir.

    http://www.lambdaistanbul.org/s/hakkinda/ozetle-lambdaistanbul-ne-yapti/

    Lambda İstanbul Web Sitesi: https://lambdaistanbul.org

     
c
Compose new post
j
Next post/Next comment
k
Previous post/Previous comment
r
Cevapla
e
Düzenle
o
Show/Hide comments
t
En üste git
l
Go to login
h
Show/Hide help
shift + esc
Vazgeç
WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın