Tagged: İslam Toggle Comment Threads | Tuş takımı kısayolları

  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 18:25 on 11 September 2019 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , Camii, , , İslam   

    Homofobik vaaz verilen camiler kapatılacak 

    Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, vaazlarda kadınların aşağılandığı ve eşcinselliğin günah olduğunun savunulduğu camileri kapatacağını söyledi.

    BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Amsterdam’ın ilk kadın belediye başkanı olan Halsema, yerel AT5 kanalına yaptığı açıklamada, kadın ve eşcinsel karşıtı görüşleri nedeniyle son dönemde yoğun tartışmalara neden olan camilere ilişkin rahatsızlığını dile getirdi.

    Halsema, imamların, kadınları aşağılayan, eşcinselliğin günah olduğunu savunan vaazlar verdiği camilere karşı harekete geçeceğini, bu tür olumsuz görüşlerde ısrar eden camileri ise kapatacağını vurguladı.

    Amsterdam’ın inanç ve inancı yaşama özgürlüğü prensiplerini benimsediğini belirten Halsema, şunları söyledi:

    “Ama biz köktendinciliğe hayır diyoruz. Fikirlerinizi başkalarına dayatırsanız, hukukun üstünlüğüne karşı saldırgan bir tutum takımırsanız, o hukuk devleti tarafından korunamazsınız. Amsterdam’da anti-demokratik vaazların verildiği birkaç cami var. Onları yakından izliyoruz. Buna devam ederlerse bizimle ciddi sorun yaşayacaklar.”

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 08:59 on 4 September 2019 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , Sümerler, , İslam   

    Sümerlerde Eşcinsellik 

    Dünyaca ünlü Sümerolog, bilim insanı ve tarihçi Muazzez İlmiye Çığ, Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni adlı kitabında Lut kavminden bahsederken Kur’an’da “Araf Süresi 80-81. ayetlerde daha önce hiçbir yerde eşcinsellik yapılmadığı bildiriliyor. Halbuki onlardan çok önce Sümer mabetlerinde eşcinsellik doğal. Orada kadınlar erkek, erkeler kadın kıyafetlerinde dolaşıyorlar. Bunu da bir Tanrı görevi olarak yapıyorlar.” diyor.

    İşte Muazzez İlmiye Çığ’ın Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sümer’deki Kökeni adlı kitabındaki ilgili bölüm…

    Eşcinselleri Yola Getirmek İçin

    Sayfa: 85

    Tekvin Bab 1 8’c göre İbrahim’e Rab, halkı eşcinsellik eden Sodom ve Gomorra şehirlerini yok edeceğini söylüyor. İbrahim de aralarında iyi insanların da olduğunu, neden hepsini öldürmeye kalktığını soruyor. Tanrı da ona 50 iyi kişi bulursa yapmayacağını söylüyor. Tanrı ile İbrahim pazarlığa başlıyorlar. Nihayet “10 iyi kişi bulursan yapmam” diyor Tanrı. Bu arada üç melek Lut’a (Sodom, Gomorra’ya) geliyorlar, bunlar erkek güzeli melekleri. Erkekler bunları duyunca hemen görmeye koşuyorlar ve Lut’tan onları istiyorlar. Lut çok korkuyor. Onların yerine hiç erkek görmemiş kızlarını vermek istiyorsa da laf anlatamıyor. Onun üzerine melekler “evindekileri ve aileni al, hemen bu gece şehirden çık, fakat çıkarken kimse arkasına bakmasın” diyorlar. Kaçarken Lut ‘un karısı unutarak arkasına bakıyor ve bir tuz direği oluveriyor. (2*)

    Onlar ayrılır ayrılmaz Sodom, Gomorra üzerine ateş ve kükürt yağıyor ve böylece bu şehirler yerle bir oluyor,

    (2*) Lut Gölü civarı tuzlu toprak. Havaların etkisi ile oralarda tuz sütunları oluşmuş. Bu yüzden onlardan birini Lut’un karısı yapmışlar.

    Sayfa: 86

    Aynı konu Kur’an’da  bir sıra izlemeden 6 sure içinde 46 ayette anlatılmış. Yalnız Sodom, Gomorra şehirlerinden söz edilmiyor. Konuyu şöyle toparlayabiliriz: Eşcinsellik yapan bir halkı doğru yola getirmek için Allah Lutu peygamber olarak gönderiyor. Lut, bunları yola getiremiyor, onlar İbrahim’e oğul müjdesi getiren erkek güzeli melekleri istiyorlar. Lut onların yerine kızlarını sunmak istiyor, onu da kabul etmiyorlar. Lut onlara Allah’ın gücünü anlatmaya çalışıyorsa da “göstersin gücünü bakalım” diyorlar. Melekler, Lut’a karısının dışında, ailesini alıp şehirden çıkmasını, arkalarına bakmamalarını söylüyor. Onlar şehirden çıkar çıkmaz Allah sert taş
    ve yağmur yağdırarak ülkelerini altüst ediyor İlginç olanı Lut’a karısı Tevrat’a göre arkasına baktığı için tuz direği oluyor. Tanrı, Kur’an’da bir ayette arkalarına bakmamalarını yazarken, diğerinde Lut’a karısını beraberinde almamasını söylüyor. Bu, Tevrat’taki hikâyenin Kurana yarım yamalak alındığını gösteriyor

    Araf Süresi 80-81. ayetlerde daha önce hiçbir yerde eşcinsellik yapılmadığı bildiriliyor. Halbuki onlardan çok önce Sümer mabetlerinde eşcinsellik doğal. Orada kadınlar erkek, erkekler kadın kıyafetinde dolaşıyorlar. Bunu da bir Tanrı görevi olarak yapıyorlar.

    [spacer style=”2″]

    Sümerler

    Sümerler, MÖ 4000 – MÖ 2000 yılları arasında Irak’ın güneyinde yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgedeki uygarlıktır. Dünya’nın bilinen en eski uygarlığı kabul edilir. Mezopotamya’da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerler atmıştır.

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 14:20 on 16 January 2018 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , , Recep İhsan Eliaçık, İhsan Eliaçık, İslam   

    İslam eşcinselliğe değil; zorbalığa karşıdır! 

    Yazar, İlahiyatçı Recep İhsan Eliaçık ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

    İslam’da LGBTİ bireylerin yeri nedir?

    Yaygın dinî kanaate göre, geçmişte helak oldukları ve Lut kıssasından dolayı da lanetlenmeleri gerektiği yönündedir. Bu doğru bir görüş değil. Lut kıssasında dışlanan şey baskı, zulüm ve zorbalıktır. Kavmin zenginlikten şımarmış ileri gelenleri, kendi cinsel eğilimlerini insanlara, özellikle de gençlere zorla dayatıyorlardı. Hasbahçelerindeki eğlenceler için şehirde ‘genç oğlan’ arıyorlar, hangi ailede varsa onu kırbaç zoruyla alıp götürüyorlardı. Bu nedenle Lut’un evini bastılar, kapıya dayandılar, gelen misafirleri bize ver dediler, gelen gençleri zorla alıp götürmeye kalktılar. İşte bu tutuma kızılıyor kıssada. Dolayısıyla Kur’an’ın lanetlediği baskı, zulüm ve zorbalıklardır. Kim ve ne adına yapılıyorsa yapılsın fark etmez. İnsanların yatak odasını ve cinsel yaşantılarını araştırmak tecessüse girer ve yasaklanmıştır. İnsanların özel hallerini araştırmak ve buradan bir nefret söylemi geliştirmek doğru değildir. LGBTİ bireylerinin tercihleri kendi özel halleri olup, kamusal alanda hak ve özgürlükler bakımından eşit görülmelidirler. Hele bir kamu gücü olarak devletin resmi dini, mezhebi, etnik kimliği, ırkı, kişi kültü olamayacağı gibi cinsiyeti de olamaz.

    Neden her İslam ülkesi İslamı farklı uyguluyor? Rehber kitap Kuran’ı Kerim ise neden bu farklılık?

    Ana konularda İslam’ın ne olduğuna ilişkin pek farklılık olmaz. Mesela hangi müslümana sorsanız ‘öldürmek, çalmak, rüşvet, tecavüz, şirk vb. kötü; adalet, barış, dürüst olmak, hak yememek, komşuya iyi davranmak, zulmetmemek vb. iyidir’ der. Bunlarda kimse ihtilaf etmez, ama iş icraata gelince kişi bunları söyler ama tam tersi bunların yapan birisi olabilir. Yani farklılıklar ve bunlardan kaynaklanan yanlışlıklar daha çok icraattadır.

    Mesela İran’da cinsiyet geçişi yapan bir trans birey kabul görülürken bir gay neden asılıyor?

    Cinsiyet değiştirmenin serbest olması doğru, gay bireyin asılması ise yanlış bir uygulamadır. Dinî temeli de yok. İran devletinin cinsiyetçi yaklaşımını gösteriyor. İran’da devletin hem resmi dini (İslam) hem resmi mezhebi (Caferi) hem de resmi cinsiyeti (erkek, heteroseksüel, ataerkil) var. Aşağı yukarı Türkiye Devleti de öyle; Müslüman/Sünni/Türk/Erkek/Heteroseksüel/Ataerkil… Halbuki devletlerde bunların hiçbiri olmaz, bunlar karşısında tamamen eşit mesafede durması gerekir. Taraf olacağı şey adalet, karşı olacağı şey de her tür baskı, zulüm ve zorbalıktır.

    Nefret söylemlerinin temelinde neler yatıyor olabilir ve yine bu söylemler karşısında ne gibi önlemler alınabilir?

    Nefret söylemleri din, mezhep, ırk, bölge, cinsiyet vb. bir çok sebepten kaynaklanıyor olabilir. Bunun panzehiri dinleri, inançları, mezhepleri, ırkları, bölgeleri, renkleri, cinsiyetleri, cinsel tercihleri ne olursa olsun tüm insanların Yaratıcı katında ve kanun önünde eşit ve özgür görmektir. Kur’an sizin en şerefliniz en takvalı olanınızdır der. Takva kişinin kendisine, çevresine, doğaya ve tüm canlılara zarar vermekten sakınması demektir. Bütün bunlardan sakınarak yaşayan bir LGBTİ birey, her gün bir canlıya, doğaya, çevreye zarar vererek yaşayandan daha değerlidir.

    Siyasiler LGBTİ bireylerine yönelik işlenen suçlara karşı neden sesiz?

    Seçmenin tepki göstermesinden ve oy kaybetmekten korkuyorlar. Genelde şöyle bir kanaat var; birisi eşcinsellik üzerine konuşuyorsa ‘demek ki onda da var bir şey’ gibi bakılıyor. Ataerkil maço kültürün bunu konuşmaya bile cesareti yok. Çünkü özgür, rahat, kendiyle barışık değil, cinsiyetinin içine hapsolmuş, onu aşamıyor. İnsanlar genelde böyledir; din, mezhep, tarih, örf, ırk, renk, cinsiyet çoğumuzun zindanı, bunları aşamayız. Karar, tutum ve davranışlarımız bunların etkisi altındadır. Ancak özgür ve yüce ruhlar bunları aşarak düşünür ve karar verirler.

    LGBTİ bireylerine karşı yapılan ötekileştirme, ayrımcılık ve önyargılar topluma ne yönde dönüş sağlıyor?

    Cinsiyetçi bir nefret söyleminin oluşmasına neden oluyor. Halbuki “kişinin cinsiyeti, cinsel tercihi bizi ilgilendirmez, kendi özelidir. Özel hayatı tecessüs edemeyiz, önemli olan kişinin insanlara, komşusuna, çevreye, doğaya, canlılara, hayvanlara vs. nasıl davrandığıdır. Allah da bunlara bakar” şeklinde bir inanç ve kültür oluşsa bu sorunlar aşılır. Bunu üretecek olan da paradoksal bir şekilde yine dinî kültürdür.

    LGBTİ bireylerine karşı yapılan ötekileştirme, ayrımcılık ve önyargıların ortadan kaldırılabilmesi için neler yapılmalıdır ?

    İnsan hakları temelinde bir bilinç yaratılmalı ve bunun elbirlik mücadelesi verilmelidir.

    LGBTİ bireylerine en çok fazla destek hangi kesimden gelmektedir ve bunun sebebi sizce neler olabilir?

    İnsan hakları, özürlük ve eşitlik noktasında daha bilinçli olan kesimlerden destek geliyor çünkü bunlar insani bilinç bakımından daha ilerideler.

    Bir müslüman LGBTİ haklarını savunabilir mi?

    Savunabilir tabi. LGBTİ hakları insan haklarından bağımsız değildir onun bir parçasıdır. LGBTİ haklarını savunmak LGBTİ olmak demek değildir. Mesela ben LGBTİ birey değilim ama LGBTİ haklarını savunuyorum.

    LGBTİ bireylerinin ebeveyn olmaları konusundaki görüşleriniz nelerdir?

    Kendi tercihleri, tamamen özel hayatlarının konusudur. Toplumun, devletin veya dini kurumların karışma hakları yoktur. Eğer böyle talepler her geçen gün artıyorsa devlete ve dini kurumlara düşen bunların nasıl yok edileceğinin değil; nasıl bir arada yaşanacağının adil, eşit ve insanî hukukunu ve fıkhını üretmektir.

    LGBTİ hakları ne kadar gözetiliyor, işlenen suçların önüne ne kadar geçiliyor?

    Haklarının gözetildiği söylenemez hatta toplumun en mazlum kesimi olduğu bile söylenebilir. Çünkü varlıkları tanınmıyor, tahammül edilemez bulunuyorlar. Hatta onlarla konuşmaktan, kaldırımda yan yana yürümekten bile kaçıyorlar, bu çok gayri insanî bir tutum.

    Evlilik eşitliği “eşcinsel evlilik” hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Bu da kişilerin kendi özel hayatları ve tercihleriyle ilgilidir. Başkalarına dayatmadıkları ve kendileri gibi olmayanları ötekileştirmedikleri sürece sorun yok. Özel hayatın dokunulmazlığına girer. Böyle bir durum karşısında devlet bununla ilgili hukuk, din de fıkıh üretmek durumunda. Bırakın hukuk ve fıkıh üretmeyi üzerinde konuşamıyorlar bile. Zihnen özgür ve rahat değiller. Sorunlu, kompleksi ve baskı altındalar. Osmanlı da bile zenne (eşcinsellik) hukuku üretilmişti, padişahın önünden resmi geçit yaparlardı. Toplumsal bir kesim olarak tanınırlardı. Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde anlatır.

    Genel ahlak adı altında LGBTİ bireylerine yönelik konulan yasaklar ve engeller konusundaki görüşleriniz nelerdir?

    Genel ahlak dediğimiz şey nedir? Evrensel suçlardır; Öldürmek, çalmak, iftira, tecavüz, rüşvet, baskı, zulüm, zorbalık… Bunların hepsi Kur’an’da kebair (büyük günahlar) olarak yasaktır. Genel ahlak bu. Bunları kim yaparsa yapsın engel olunmalı hatta cezalandırılmalıdır. Kur’an’da dört şeyin cezası var; Katillik, hırsızlık, iftira ve zina/tecavüz. Bunların hepsi de insan hakları ile ilgilidir. Ama mesela namaz, oruç, hac, başörtüsü bunların cezası yok. Kişinin kendi özeline bırakılmış, hatta içkinin bile cezası yok zira içki içmek değil; sarhoş olmak haram. Bugün bile sarhoş halde dünyanın hiçbir yerinde trafiğe çıkamazsınız.

    Ailenizin bir ferdinin LGBTİ bireyi olduğunu varsayarsak bu konudaki tutum ve davranışlarınız ne yönde olurdu?

    Yukarıda dediğim gibi LGBTİ olmayı tamamen kişinin özel hayatı olarak gördüğümden kendi cinsiyet, kimlik ve eğilimlerimi ona dayatmazdım. Bir şey olmaya zorlamazdım, zorbalığa uğruyorsa yanında olurdum. Kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapmazdım. Ahlakın evrensel ilkesi budur. Kur’an’da şöyle denir: Kimsenin yükü kimseye yüklenmez.

    Teşekkür ederiz…

     
    • Murat Tamgili adlı kullanıcının avatarı

      Murat Tamgili 18:44 on 16 Ocak 2018 Kalıcı Bağlantı | Cevapla

      Eyvallah hocam düşüncelerimize tercüman oldunuz

      Beğen

    • Enes Alper Tunga adlı kullanıcının avatarı

      Enes Alper Tunga 08:23 on 11 Temmuz 2019 Kalıcı Bağlantı | Cevapla

      Yayınlamayacaksınız biliyorum…
      Size değil lakin bu adama hakaret ve küfür etmek geliyor içimden. Siz kendinize meşruiyet kazandırmak için bu alim geçinen kişiye soruyorsunuz. Fakat bu adam hangi dini anlatıyor belli değil. İslam dinini anlatmadığı kesin. Hem baskıdan bahsedeceksin hem de “bu işin fıkhını oluşturacaksın” isteğinde bulunacaksın. Olur, senin keyfine göre Müslümanlar İslam Fıkhı oluştursunlar, başka bir emriniz? “Lut da toplumuna şöyle demişti: “Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz?” (Araf suresi 80) Bu adam utanmadan bu ayete savaş açıyor ve ayetleri saptırıyor. En büyük zalim insan haklarını ihlal eden değil Hukukullah’ı (Allah’ın haklarını) ihlal edendir. Zalimler için Yaşasın cehennem!

      Beğen

  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 13:27 on 22 September 2014 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: , , Şeriat, İslam   

    Eşcinsel cinsel ilişki yaşamak 100 kırbaç! 

    Endonezya’nın Banda Aceh eyaletinde parlamentoya sunulan yeni yasa taslağı kabul edilirse eşcinseller 100 kırbaç vurularak cezalandırılacak.

    Hürriyet Gazetesinin haberine göre Endonezya’nın Banda Aceh eyaleti parlamentosuna sunulan yeni yasa taslağı kabul edilirse eşcinsel ilişki yaşayan kişilere 100 kırbaç vurularak cezalandırılacak.

    Taslak yasa ile ilgili verilen bilgilere göre erkekler arasındaki erkek erkeğe cinsel ilişki ve kadınlar arasında kadın kadına cinsel ilişki, kadınların birbirlerini vücutlarına dokunmak suretiyle tahrik etmeleri de suç sayılacak.

    Taslaktaki eşcinsellik bölümünde öngörülen ceza ise 100 kırbaç ya da 100 sopa

    Endonezya’da temel insan haklarına aykırı olduğu için bu yasanın kabul edilmemesi gerektiğini savunan olduğu gibi bunun cezasız kalmaması gerektiğini düşünenler de var.

    Banda Aceh 2001 yılında edindiği özerklik ile birlikte güç kazanmış ve o günden beri İslami şeriat kurallarını bölgeye uygulamaya çalışıyor.

    2013 yılında ülkedeki lgbti nüfusun dertlerini ve hikayesini konu olan bir kısa film yapılmış ve büyük tepki toplamıştı.

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 00:03 on 7 October 2011 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: Ayetler, , Hadisler, Kuran, İslam   

    Kur’an-ı Kerim’de Eşcinsellik İle İlgili Sanılan Ayetler 

    Müslümanların kutsal kitabı, Kur’an-ı Kerim’de Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks bireyler, cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler ile ilgili doğrudan herhangi bir ayet, süre veya ifade geçmemesine karşın, Lut kavminin erkek erkeğe cinsel ilişki “eşcinsel ilişki” sonucu helak edildiğinde yönelik olduğu sanılan bazı ifadeler geçiyor. Bu ifadelerden kaynaklı bazı islam din alimleri ve müslümanlar eşcinselliğin lanet sebebi olduğunu, yaygınlaşması durumunda helak olacaklarına inanıyor. Muhalif bazı müslümanlar ise işlenen suçun cezasının dünyada verilmediğini aksi taktirde dünya yaşamının bir sınav yeri olmaktan çıkacağına, bu nedenle Lut kavminin eşcinsellikten  veya farklı bir sebepten dolayı helak edilmediğini, Lut kavminin başına gelen olayın sadece yaşanmış bir deprem, sel, heyelan.. gibi bir doğal afet olduğuna inanıyor. Bazı diğer müslümanlar ise Lut kavminin helakının pedofili, tecavüz, israf vs. gibi nedenlerle gerçekleştiğine inanıyor.

    İşte eşcinsellik ile ilgili olduğu sanılan o süreler ve ayetler

    A’raf suresi veya A’râf Sûresi Kur’an-ı Kerim’in yedinci suresidir. Sure 206 ayetten oluşur. Sûre, ismini 46. ve 48. âyetlerinde geçen yüksek yerler, yüksek mevkiler anlamına gelen “el-A’râf ” kelimesinden almıştır. Bakara Suresi ile Şu’ara Suresi’nden sonra en fazla ayet içeren üçüncü suresidir

    7 Araf Suresi

    78. Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsınıt/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.

    79. Nihayet Sâlih onlardan yüzünü döndürüp şöyle dedi: “Ey toplumum! Andolsun ki, Rabbimin mesajını size tebliğ ettim, size öğüt verdim; ama siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz.”

    80. Ve Lût… Toplumuna şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden hiçbirinin yapmadığı bir iğrençliğe mi girişiyorsunuz?”

    81. “Siz, kadınları bırakip şehvetiniz yüzünden erkeklere gidiyorsunuz. Doğrusu siz sınır tanımayan bir topluluksunuz.”

    82. Toplumunun cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: “Çıkarın şunları kentimizden. Çünkü onlar, temizlik tutkunu insanlardır.”

    83. Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, yere geçenlerden oldu.

    84. Üzerlerine bir de yağmur indirdik. Bak nasıl oldu suçluların sonu!

    Hud Suresi Kur’an’ın 11. suresidir. Sure 123 ayetten oluşur. 12., 17. ve 114. ayetleri Medine’de diğerleri Mekke’de indirildiğine inanılmakta, surenin 50. ile 60. ayetleri Ad kavmi ‘ne gönderildiği söylenen bir peygamber olan Hud’dan bahsettiği için bu adı almıştır.

    11. Hud Suresi

    77. Elçilerimiz Lût’a geldiğinde onlar için kaygınlanmış, göğsü daralmış da şöyle demişti: “Bu zorlu bir gün!”

    78. Lût’un kavmi koşarak onun yanına geldi. Bunlar daha önce de kötülük yapmışlardı. Lût dedi ki: “Ey toplumum! İşte şunlar kızlarım. Onlar sizin için daha temiz. Allah’tan korkun da misafirlerim önünde beni rezil etmeyin. İçinizde olgun bir adam yok mu?”

    79. Dediler ki: “Senin kızlarında hakkımız olmadığın çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun.”

    80. Dedi: “Ah, size karşı koyacak bir gücüm olsaydı yahut sağlam bir kaleye sığınabilseydim.”

    81. Melekler dediler: “Biz senin Rabbinin elçileriyiz. Sana asla el süremezler. Gecenin bir yerinde aileni götür. İçinizden hiç kimse geri kalmasın; karın müstesna. O, ötekilere çatan beyalaya çarptırılacaktır. Onaların azap vakti, sabah vaktidir. Sabah da ne kadar yakın, değil mi?”

    82. Nihayet emrimiz gelince, oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık.

    83. Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu.

    Şu’ara Suresi Kur’an’ın 26. suresidir. Sure 227 ayetten oluşur. Sure ismini, 224. ayette geçen ve şairler anlamına gelen “eş-Şu’ara” kelimesinden almıştır. Mekke döneminde indirildiğine inanılır

    26. Şuara Suresi

    160. Lût kavmi de hak elçilerini yalanladı.

    161. Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Hâlâ korunmuyor musunuz?”

    162. “Ben size gelen emin bir elçiyim.”

    163. “Artık Allh’tan korkun da bana itta edin.”

    164. ” Ben bu iş için sizden bir üçret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi’ndendir.”

    165. “Âlemlerin içinden erkeklere gidiyor da,

    166. Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz.”

    167. Dediler. ” Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût, yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın.”

    168. Lût dedi: “Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim.”

    169. “Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru.”

    170. Bunun üzerine biz onu ve ailesini toplu halde kurtardık.

    171. Ancak geridekiler arasında bir kocakarı kaldı.

    172. Sonra ötekilere mahvedip batırdık.

    173. Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!

    174. Elbette bunda bir ayet var ama onların çoğu inanmamıştır.

    Ankebut Suresi Kur’an’ın 29. suresidir. Sure 69 ayetten oluşur. Sure ismini 41. âyetinde geçen ve örümcek anlamına gelen “el-Ankebut” kelimesinden almıştır. Mekke döneminde indirildiğine inanılan surenin 41. ayetine göre evlerin en dayanıksızı örümcek evidir.

    29. Ankebut Suresi

    28. Lût’u da gönderdik. Toplumuna şöyle demişti o. “Öyle bir iğrençliğe bulaşıyorsunuz ki, sizden önce âlemlerden bir tek kişi bunu yapmamıştır.”

    29. “Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?” Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: “Eğer doğru sözlülerdensen, hadi getir bize Allah’ın azabını.”

    30. Lût dedi: “Rabbim, şu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et.”

    31. Elçilerimiz, İbrahim’e müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: “Biz şu kentin halkını helak edeceğiz. Çünkü ora halkı zalim oldular.”

    32. İbrahim dedi: “Ama orada Lût var”. Dediler: ” Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Ama karın azaba terk edilenlerden olacaktır.”

    33. Elçilerimiz Lût’a gelince, onlar yüzünden fenalaştı, eli-kolu birbirine dolandı. “Korkma, tasalanma dediler, biz seni ve aileni de kurtaracağız. Ama karın azaba terk edillenlerden olacaktır.”

    34. “Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz.”

    35. Yemin olsun biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apacık bir işaret bıraktık.

     

    “Ayet & Süre Kaynakları: Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk Yeni Boyut, İstanbul 1997”

     
  • Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

    lezbiyengaybiseksuel 21:55 on 4 October 2001 Kalıcı Bağlantı | Cevapla
    Tags: Cumhuriyet, Dinler, , İslam   

    Kadın Özgürlüğü & Dinler 

    Tek tanrılı dinlerden çok önce, çok tanrılı dinler zamanında kadın yüceltilebileceği kadar yüceltilmişti. Kadın tanrıçaların varlığı kadının her alanda kendisini göstermesine yol açmış ve kadın savaşçılar, kadın kahramanlarla dolu bir tarih yaratılmıştı.

    Oysa tek tanrılı dinlerle birlikte kadının durumunun tam tersine dönerek alçaltılabileceği kadar alçaltıldığına tanık oluyoruz. Hz. Musa’nın (kitabı: Tevrat, Eski Ahit) dini, dişi tanrıların bulunmadığı ilk din. Tanrı erkeği kendi suretine benzeterek, kadını ise onun kaburga kemiklerinden birinden yarattığı anda eşitsizlik başlıyor. Kadının yaratılma gerekçesi bile onur kırıcı: Adem, hayvanlar arasında kendisine uygun bir yardımcı bulamadığı için yaratılmış Kadın.

    Akılsız Havva, yasak meyveyi yediği zaman, Rab Allah onunla şöyle konuşuyor:

    “Zahmetini ve gebeliğini ziyadesiyle çoğaltacağım, ağrı ile evlat doğuracaksın ve arzun kocana olacak, o da sana hákim olacaktır.” (Tekvin)

    Burada kadının hakimi belirlenmiş durumdadır artık.

    Aziz Pavlus, Korintoslulara I. Mektup’ta şöyle diyor:

    “… Her erkeğin başı Mesih ve kadının başı erkek, ve Mesih’in başı Allah’tır.”

    Bakın bir alt kademede Aziz Augistinus tarafından bu nasıl yorumlanıyor:

    “Erkek, sen efendisin, kadın senin kölendir. Tanrı böyle istedi.”

    Hiyerarşik yapı belirlenmiş durumdadır şimdi.

    Aslında Kur’an’da kadınların lehine birçok ayet vardır, ama erkek yorumcular bunlardan değil, başka ayetlerden düşünce ve yöntem üretmişlerdir:

    “Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler. İtaat dairesinden çıkmalarından korktuğunuz kadınlara nasihat edin, yatağınızı ayırın, hafifçe dövün…” (Nisa, 54)

    “Erkeklerin hakkı, onlardan bir derece fazladır.” (Bakara, 228)

    “Kadınlarınız, çocuk yetiştiren ekin tarlalarınızdır. Tarlanızı istediğiniz gibi kullanınız.” (Bakara, 228)

    Hadislerde ve ictihatlarda bu hükümler giderek ağırlaşacaktır.

    Hiyerarşik yapıda filozofları da kadınlara saldırmaktadırlar. Erasmus’a göre kadın; “bir hayvan, açıkça deli ve saçma bir hayvan”dır. Platon da kadın düşmanıdır, Nietzsche de…

    Sanatçıların, aralarında kadınlar da olmak üzere yazarların kadın düşmanlığı çarpıcıdır: “Dünyada, bir kadından daha beter bir şey olamaz, tabii başka bir kadın hariç.” (Aristophanes)

    Fakat kadınlar da artık boyun eğmiyorlar. Kilise korkutuculuğunu yitirmeye başlamış durumda. Batı’da yasalar sayesinde özgürleşmeye başlayan kadınlar, gerekli esnekleşmeyi, çağdaşlaşmayı gösteremeyen Kilise’den giderek uzaklaşıyorlar. Özde Hıristiyan kalsalar da Roma’dan giderek uzaklaşıyorlar. Kilise kadınları yitirmek istemiyorsa, değişmek zorunda.

    İslam dünyasında ise, kadınların aralarında Faslı kadınlar gibi özgürlüğü köle kalma özgürlüğü olarak anlayanlar var. Çarşaf altında güneş görmedikleri için Afganlı kadınların kemikleri eriyor.

    Ülkemizde ise, kadınlarımız Cumhuriyet’in koruyucu şemsiyesi altında. Erkeklerimiz kadın dövme yarışmasında dünya birincisi olsalar da… Türkiye’de kadınların bir kesimi kadın düşmanı libidoyu alt edip özgürleşmek, bir kesimi ise Faslılaşmak, Afganlaşmak istiyor. İki kutup aynı potada yol katetmekteler.

    Burada durup düşünüyorum, düşünürken tek tanrılı dinleri Erkek dinleri diye düşündüğümü farkediyorum.

    Kaynak: kadinlar.com – 04 Ekim 2001

     
c
Compose new post
j
Next post/Next comment
k
Previous post/Previous comment
r
Cevapla
e
Düzenle
o
Show/Hide comments
t
En üste git
l
Go to login
h
Show/Hide help
shift + esc
Vazgeç
WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın